“Yoksulluk”
Denilenin tırnakları uzuyor
Ve bir masum yüreği
Tırmalıyor….
Nankörlüğün gudubet suratını
Tiksinti ile karşılayarak
Tüm adavetli bakışımla
Ecel şerbetini içiriyorum…
“Varlık”
Denilen cüssesini arzı endam ederken
Şuh kahkahalarını havada uçuşturuyor
Şömine başında umursamazlık dolu dört bir yanında….
Yarınından habersiz keyif yudumluyor kristalinden…
Şahsiyetsizin,
“Allah versin!” tümcesini dili iyi bilirken
Kulakları cahil kalıyor….
Oysa
Cahilliği yüreğinde başlıyor…
“Zaman”
Denilenin arşa ulaşmışlığı ilişiyor gözüme
Bugün bana yarın sana der gibi uzatıyor elini
En gerçek değil tek gerçeğin “insanlık” olduğunu unutanlar
Hesabın üstü sizde kalacaktır biliniz…!
Velhasılı;
Üryanlığımızın hiçliği ile
Geldiğimiz acundan
Terkimiz karlı bir gidiş ile
Yanımızda bir metre bez parçası….
...Eşitlikse gözümüzün doyduğu musalla taşında
Bir avuç toprak! ....