Öptüm ve ayrıldık…
Ve!
Ansızın titrekliğimi yanıma alarak
Kapıyı tüm haşmetimle kapayarak koyuldum yola….
Ellerim cebimde,
Adımlarımsa dilimdeki ritim de var olmaktaydı…
Gözlerim titrekliğin verdiği halden ötürü tetikteydi…
O sırada
Cadde de elinde ki yük ile koşturan
Dert sakallı,
Hüzün adımlı,
Ayrılık bakışlı,
Hasret sermayeli adam gözüme ilişti…
İlişmesi ile yanımda soluk alması bir oldu
Titrekliğime eklenen tedirginlik ile anlamaya çalışıp
“Ne koşturuyorsun be adam!”
der gibi baktım….
Bakışlarım sualleri yağdırırken,
Adamsa aşağıdan yukarı süzüp gözlerim içinde emin olma hissini garantiliyordu…
“Üstadım!” dedi bir nefeste ve tamamladı…
“kaçtığım yalnızlık denen melundur!”
Şaşkın bakışlarla adama “Neden?” diyebildim…
Adamsa koca bir iç çekiş ardından
“Uzun hikâye hani derler ya olur bir roman…” dedi…
Tedirginliğim kayboluyor yerini meraka bırakıyordu…
“Dinlerim, vaktim var!”
dememi beklermiş meğer….
Anlatmaya başladı…
Bir yandan da adını değil kaderini öğrenmeye başladığım adam ile
Nereye gittiğimizi bilmeden yürüyorduk….
Adam sevdasından gem vuruyordu…
Hasret!
Gözyaşı!
Acı!
O kadar tanıdıktı ki idrakım güç değildi…
Ancak adam
“Sana bir şey diyeyim mi üstat?”
diye ses yükseltti…
Başım ile
“De bakalım”
diye işaret edince
Adam iki elini açtı ve
“Ahhh! çekişlerim inletti bu cihanı
Fakat kimse bilemedi bu feryadı
Sen sen ol ey gönül adamı
Öpme yar gözünden ayrılıktır!
Bu da sana nasihatimdir….!”
Dedi….
Sonrasında
“ Hadi bana eyvallah üstat!”
diyerek adımlarını hızlandırdı ve uzaklaştı….
Oysa ben adamın “Nasihatimdir!” diyerek sözünü bitirdiği anda
Durdum…ve nemli gözlerimden yari akıttım….
Çünkü ben
Yar gözünden öptüm de ayrıldım….!
Mletem Tamara Orha